13 Aralık 2007 Perşembe

Xml Nedir ?

Bağımsız bir kuruluş olan W3C (World Wide Web Consortium) organizasyonu tarafından tasarlanan ve herhangi bir kurumun tekelinde bulunmayan XML (eXtensible Markup Language), kişilerin kendi sistemlerini oluşturabilecekleri, kendi etiketlerini tanımlayarak çok daha rahat ve etkin programlama yapabilecekleri ve bu belirlenen etiketleri kendi yapıları içerisinde standardize edebilecekleri esnek, genişleyebilir ve kolay uygulanabilir bir meta dildir.
Çok farklı tipteki verileri orjinal formatlarında tek bir havuzda tutabilen XML, bilgiye hızlı, kolay ve ortamdan bağımsız olarak erişebilme imkanı sunar. Günlük yaşantımızda kullanmakta olduğumuz verilerin %80'ini oluşturan ve "unstructured" olma özellikleri nedeniyle kendi bulundukları medya dışında veri özelliklerini koruyamayan (kelimeişlem, elektronik tablo çıktıları, PDF dokümanları, ses,resim vb) farklı tipteki verilerin, oryantasyona gerek duymadan hiyerarşik bir yapıda kullanılabilmelerine olanak vermekte ve bu verilerin hızlı bir şekilde sorgulanabilmelerini sağlamaktadır. Öncelikle veri transferinin kolaylaşmasını ve verinin içerik bilgisiyle saklanabilmesini hedefleyen XML, içerik ve sunum bilgilerini birbirinden ayırır. Bu özelliği ile de HTML'den farklılaşır.
XML bir document'in(belgenin) yapısını ve görünümünü tanımlamak için kullanılan uluslararası bir standartdır.
XML (Extensible Markup Language - Genişletilebilir İşaretleme Dili) yapılandırılmış belge ve verilerin evrensel formatıdır
XML text tabanlı markup dilidir ve data alış verişinde kullanılan bir standard'ır
XML bilginin yapısını tanımlamak için kullanılan bir teknolojidir.
XML bilgiyi tanımlayan ve web'te bilgi alış verişi için kullanılan standard bir biçimdir.
XML markup dillerini tanımlayan bir metadilidir.
XML verinin yapılandırılması ve tanımlanması için kullanılan bir teknolojidir.
XML herhangi bir verinin biçimlenmesi,tanımlanması için kullanılan bir teknolojidir.
Yukarıdaki tanımlar birbirine benzemektedir. Bazı kelimeler veri, tanımlama,standart vs.. gibi çok fazla kullanılmış. Tanımlardaki bir farklılık XML'in hem bir teknoloji hem de bir dil olmasından doğmaktadır. Bazı tanımlar sadece XML teknolojisini tanımlarken bazıları dil olarak XML'i tanımlamışlar.
Bütün bu tanımlardan şu sonuçlar çıkarılabilir
XML hem bir teknolojidir hem de bir dildir
XML dil olarak markup dil'leri yaratmaya yarar.
XML verileri tanımlamak için kullanılan bir teknolojidir.
XML verileri tanımlamak için bir standart oluşturmak için yaratılmıştır.
XML verileri standart bir şekilde tanımladığından web'te veya herhagi iki program arasında veri alış verişi kolaylaştırmaktadır.
Markup Dili Ne Demek?
XML dil olarak markup dil'i yaratmaya yarar. Markup dillerine örnek olrak HTML,WML vs.. verilebilir. Bu dillerde veriler bazı işaretlerle (etiket) işaretlenirler. Örneğin bir HTML kodunda bir başlık yazısı etiketi ile işaretlenir. Sonuç olarak bir belgedeki verileri işaretlemeye yarayan dillere markup dilleri denir.
XML Hakkında Bilgiler bu bölümden verilmeye devam edilecektir.

Video Blog Nedir ?

VideoBlog; net üzerinde yayınlanan videoların derlenip paylaşıldığı bir multimedya ortamdır. Yıkıcı , bölücü,pornografik içerik barındıran videolar kesinlikle blogumuzda yer almamaktadır ve almayacaktır. Yasal olarak yayınlanmaması gereken(telif hakkı) barındıran videolar yayınlanmamaktadır. Genelde youtube altyapısını kullananan videoblogumuz kısa zamanda yüzlerce hatta binlerce video ile karşınızda olacak.

Blog Nedir ?

Hakkında sayfalarca yazı yazılan, tartışılan webloglar çağımızın uğraşısı konumunda. Yine de Türkiye'de internet kullanıcısı olan bir çok insanın blog hakkında hiç bir fikri olmadığı bildirgeç'te yapılan bir anket sonucunda ortaya çıktı. O halde bir bakalım, neymiş şu blog denen meret.
Blog kelimesinin özünde web-log vardır. Webloglara kısaca internette seyir defteri tutmak denebilir. Kelime anlamı olaraksa, genellikle ters kronolojik sırada (en yeni en üstte olacak şekilde) sıralandırılmış, tek bir sayfa üzerinde bir çok yazı gösterme esasına dayanan internet uygulamasıdır. ilerleyen senelerde "we" düşmüş, sadece "blog" olarak kullanılmaya başlanmıştır. Blog yazan kişilere de "blogger" denilmektedir. Bir yazı yazıp gönderme işlemine de kısaca "bloglama" deniyor. 1997 yılından beri var olan bu uygulama, tasarımcı ve programcıların ilginç internet sitelerinin linklerini unutmamak için kendi sayfalarına yazmalarıyla başladı. 1999 yılında ortaya çıkan pek çok blog-yayınlama (blog publishing) aracıyla birlikte bloglama, programcılar arasındaki bir aktivite olmaktan çıkıp, en az bilgisayar kullanma becerisine sahip olan bir insanın bile anlayacağı kadar basit hale indirgendi. Daha önce bir yazıda blogların ne kadar çoğaldığını anlatmıştım. Technorati'nin 7,8 milyon blogu indekslediği, günde 30.000 - 40.000 blogun yaratıldığı düşünülürse, bloglar bu yüzyıla damgasını vuracak bir olay olmaya doğru gidiyor. Çünkü format çok basit; sıklıkla güncellenen, tek sayfa üstünde ters kronolojik yazılar.
Hangi konuda yazarlarsa yazsınlar, pek çok insan için bloglar kişisel dışavurum aracı haline geldi. Herhangi bir editoryal düzenleme görmeden, insanların içinden geldiği gibi, kendi düşüncelerini özgürce anlattıkları ortamlar oldu. Şu sıralar bloggerların da birer medya üyesi olduğu, her blogun kendi başına bir yayın aracı vazifesi gördüğü görüşü ortalıkta geziyor. Politika, günlük hayat, spor, teknoloji, müzik, yemek hatta dantel, hamburger gibi her konuda pek çok bloga rastlamak olası. Hatta bir çok büyük şirket CEO'sunun ya da şirketlerin kendi blogları olmaya başladı.
Insanları bir site tasarlamaktansa blog açmaya yönelten nedir peki? Bir site açmak için en başta domain ve host gibi teknik konulara para ödemek gerekiyor. Iş siteyi açmakla da bitmiyor, yazılarınızı yayınlayabilmek için temel bir program yazmanız, sitenize gelen insanların yazdıklarınız hakkında görüş bildirebilmesi için ayrı bir yorum sistemi kurmanız, görüntüsü içinse tasarım yapmanız gerekiyor. Blog sitelerinin güzelliği, sizi bu dertlerden kurtarmaları. Bir çok blog servisi hosting konusunda para talep etmeden, seçtiğiniz bir isimle sizi kendi alan adları altında host ediyor [http://xxx.blogspot.com, http://xxx.livejournal.com]. Kurmuş oldukları otomatik yazı gönderme sistemleri sayesinde sizi programla, daha önceden hazırlamış oldukları şablonlarla da tasarım derdinden kurtarıyor. Bu şablonlar (hazır tasarımlar) istediğiniz zaman bir başkasıyla değiştirebileceğiniz şekilde hazırlanmış oluyor. Hatta üzerlerinde kendiniz oynayıp basit değişiklikler yapabilirsiniz. Eğer canınız tamamen kendi yaptığınız bir dizaynı kullanmak istersen, buna izin veren blog siteleri de mevcut. Birçok blog sitesinde hazır olarak gelen yorum sistemleri sayesinde de yazdıklarınız hakkında diğer insanların görüşlerini kolayca öğrenip, geribildirim alabiliyorsunuz. Yazılarınıza kimlerin link verdiğini gösteren trackback sistemleri bile var.
Insanlar blog sitelerinde genellikle tek başlarına yazsalar da, bir kaç insanın toplanıp beraberce yazdığı siteler de mevcut. Daha çok birbirini tanıyan ya da ortak bir özellikleri olan (yemek, şehir hikayeleri blogları gibi) insanların, ortak paydada toplanması olarak görebiliriz bunu. Bu tür bloglara community blog deniyor. Community blogları sayesinde insanlar internette sosyalleşme olanağı buluyor, kendilerini bir yere ait hissediyorlar. Yorum fasilitesi sayesinde aynı şeylerle ilgilenen insanlar tanışma ve tartışma olanağı da buluyor. Türkiye'de bloglarla ilgilenen insanları bir araya toplamak için kurulmuş bir de site bulunuyor, ve büyük bir hızla yoluna devam ediyor.
Uzun zamandan beri bu işle uğraşan ve blog dünyasında tanınan isimler bloglarından kitap çıkartmayı düşünür hale geldiler. Gazetelerde köşe yazarı olan kişilerin dahi insanlara daha hızlı ve çok ulaşabilmek adına blog siteleri var. internetteki hızlı link dolaşımı sayesinde daha önce hiç görmediğiniz insanların hayatları ve görüşleri hakkında bilgi sahibi olabiliyor, birçok konuya farklı açıdan bakan yorumlara erişebiliyorsunuz. Aynı şekilde kendi sesinizi de dünyaya duyurmuş ve bunu bir e-mail atma basitliğinde gerçekleştirmiş oluyorsunuz.
Türkiye'de bloglama genellikle online günlük tutma olarak görülse de, blog özünde kendiniz için tuttuğunuz notlar ve diğer insanların okumasını istediğiniz yazılardır. Bunlar insandan insana değişebilir; hayat, spor, çiçekçilik, biyoloji veya nanoteknoloji, seçim size kalmış.

Mashup Nedir ?

Mashup, basit olarak tanımlamak gerekirse farklı kaynaklardan gelen nesneleri birleştirip, biçimlendirmek özelleştirmek ve istenilen bir formatta ve istenirse başka araçları da kullanarak sunmak için kullanılan yöntemlere deniyor.Örneğin bir hava durumu sitesinden bir şehir ile ilgili aldığınız bilgileri bir Google haritasında o şehrin üstünde gösterdiğinizde bir mashup uygulaması yapmış oluyorsunuz.Veya farklı kaynaklardan gelen RSS beslemelerini birleştirip tek bir RSS olarak sunmak da bir mashup.Daha önce Yahoo Pipes ile ilgili bir yazı yayınlamıştım. Bunda nasıl farklı verileri alıp çeşitli işlemeler sonucunda tek bir özelleştirilmiş çıktı olarak sunulabildiğinden bahsetmiştim. İşte Yahoo Pipes bir mashup editör uygulaması.Mashuplar farklı kaynaktan gelen veriyi farklı kombinasyonlar ile oluşturabildiğinden neredeyse sınırsız olasılıkta mashup üretmek mümkün oluyor.Mashupların en büyük avantajı gittikçe büyüyen veri akışını daha kullanıcı dostu ve daha merkezi biçimde ve özel şekillerde sunabilmesi.


http://www.popfly.ms/users/nevzatalcin

Ajax Nedir ?

Bu soruya yanıt bulmak için alttaki web sayfası şablonunu ele alalım. Alican kardeşimiz kendine bir web sayfası hazırlamış. B bölgesine linkler yerleştirmiş. "Resimler" linkine tıkladığımızda C bölgesinde Alican’ın resimlerini görüyoruz. Fakat Alican’ın resimlerini görebilmek için A, B, C ve D bölgelerinin, diğer bir değişle bütün sayfanın yeniden yüklenmesini bekliyoruz.
Ziyaretçilerin tek bir amacı vardır: Görmek istedikleri içeriğe en hızlı bir şekilde ulaşmak. Örneğimizde B bölgesindeki bir linke tıklayıp, C bölgesine Alican’ın resimlerinin gelmesini bekliyoruz. Bizi ilgilendiren tek birşey var o da C bölgesinde resimleri görebilmek. O esnada A, B ve D bölgeleri bizi ilgilendirmiyor. O halde bizi ilgilendirmeyen bölgelerin yüklenmesini neden bekleyelim ki?
Amacımız C bölgesini en kısa sürede yükletmek. Bunun için FRAME veya IFRAME adı verilen HTML etiketleri veya Flash gibi alternatif yöntemler de kullanılabilir fakat AJAX son zamanlarda ikisinin de yerini almış durumda.
AJAX tekniği ile web tarayıcıya yalnızca C bölgesinin yenilenmesini belirtiyoruz. Web tarayıcımız bizden bu talebi aldıktan sonra, Alican’ın resimlerinin bulunduğu sayfa ile etkileşime geçiyor. Resimlerin olduğu sayfa hazırlanıyor ve C bölgesine yükletiliyor. Bu esnada kesinlikle A, B ve D bölgeleri yeniden yüklenmiyor ve sabit kalıyor.
AJAX’in Avantajı Nedir?
Öncelikle bir web geliştiricisi iseniz HTML, JavaScript, DOM, CSS bilginiz zaten var demektir. En azından bu konuları mutlaka duymuşsunuzdur. AJAX tekniği, saydığımız bu konuları kapsadığı için yeni baştan bir dil öğrenmek zorunda değilsiniz. Sadece 5-10 dakikanızı ayırarak AJAX tekniğinin nasıl kullanıldığını öğrenmeniz mümkündür.
Web sayfasının yalnızca yüklenmesi gereken bölgeleri yükletildiği için AJAX web uygulamanıza hız sağlayacaktır. Hatta ziyaretçiniz, bir masaüstü uygulaması kullanıyormuş hissine bile kapılabilir. Bu yüzden AJAX ile web uygulamaları, masaüstü uygulamalarına biraz daha yaklaşmıştır.
Bant genişliği, bir saniyede aktarılan bit sayısı olarak bilinir. Bir web siteniz varsa ve bunu ücret karşılığı web hosting veren bir şirketten alıyorsanız bant genişliği sizin için önemlidir. Kullanıcı sayfayı her yenilediğinde yani talep ettiğinde bant genişliğiniz azalır. Eğer bu azalmayı en aza indirirseniz aynı para karşılığında çok daha uzun bir süre bant genişliğiniz kullanıma açık olur. Bu konuda AJAX size mükemmel bir avantaj sağlar. Artık sayfanızın gereksiz bölgeleri her işlemde yeniden yüklenmeyeceği için bant genişliğinden büyük miktarda kâr sağlamış olursunuz.
AJAX’in Dezavantajı Var mı?
Elbette AJAX de bazı dezavantajlara sahiptir fakat büyük şirketlerin ve önemli programcıların, AJAX’i geliştirme çabaları sonucunda pek çok sevimsiz durumun ortadan kalkacağını umuyoruz. Örneğin bir geri-ileri butonu sorunu mevcuttur. Gezdiğiniz sayfadan, bir önceki sayfaya gitmek istediğinizde web tarayıcınızın geri butonuna tıklarsınız. Fakat AJAX ile içeriğini yüklettiğiniz bölgelerde geri ve ileri butonunu kullanamıyorsunuz. Her ne kadar bu problem için ek yöntemler getirildiyse de tam olarak bir çözüm bulunamadı.
Bir diğer dezavantajı ise, eskiden sunucuların yapmış oldukları bazı işlemlerin kullanıcının bilgisayarına kaymasıdır. JavaScript, kullanıcının kendi bilgisayarında yorumlanan bir dildir. AJAX’in büyük bir kısmında JavaScript kullanıldığı için bilgisayarınızın, siz web sayfalarında gezinirken yapması gereken işlemler de artmıştır. Bu da yavaş olan pek çok bilgisayarın daha da yavaşlaması anlamına gelebilir.
AJAX ile yükletilen içeriğin kodlarını, sayfanın kaynak bölümünden göremezsiniz. Aynı zamanda Google ve Yahoo! gibi arama motorlarının web sayfanıza gönderdiği robot yazılımlar da göremez. Dolayısıyla AJAX ile oluşturulan içerik, arama motorlarının sonuç sayfalarında listelenmezler. Günümüzde, yaptığınız web sayfasının arama motorlarında görüntülenmesi kritik derecede önemlidir ve AJAX bu konuda size bir dezavantaj sağlar. Fakat bu durumun avantaja dönüştüğü yerler de vardır. Eğer yapmış olduğunuz web uygulaması, ziyaretçileriniz hakkında önemli kişisel bilgileri tutuyorsa bu bilgilerin arama motorlarında herkes tarafından görüntülenmesini asla istemezsiniz. Bu bilgileri AJAX ile yüklettiğinizde ise kaygılandığınız bu durum ortadan kalkabilir.

Css Nedir ?

Web sitenizde yüzlerce sayfa olduğunu varsayarsak, sayfalarınızın arkaplan rengini değiştirmeyi kalktığınızda sayfaları teker teker düzenlemeniz gerekiyor. Ama CSS ile tek bir yerde yapacağınız değişiklikle bütün sayfaların arkaplanını değiştirebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, üç tane sayfamızın olduğunu düşünelim;
Üç sayfamızında arkaplan rengi farklı ve biz hepsinin arkaplan rengini beyaz (#FFFFFF) yapmaya karar verdik. Bunu CSS yardımıyla CSS sayfamızdaki tek bir düzenlemeyle yapabiliriz:body{background: #FFFFFF}
CSS, sayfa ve yazıya ilişkin kullanılan sitillerin tek bir sayfa altında toplanması ve tek bir sayfa altında yönetilmesini sağlar. Tek yapmamız gereken bir CSS dosyası oluşturmak ve her sayfanın head taglari arasına kullanacağımız css dosyasının adını ve yerini belirtmek yetecektir:
CSS dosyaları nasıl oluşturulur?CSS dosyası oluşturmak için notped(not defteri) bile bize yetecektir. Tek yapmamız gereken dosyayı kaydederken .css uzantısıyla kaydetmek.
İlk örnek:Bir örnek yapalım: Bunun için ilk olarak bir css dosyası hazırlayalım. Bir not defteri açın ve şu kodları yazın: (sayfamızın arkaplan rengini belirliyoruz)body{background: #9B0000}
daha sonra dosyayı ornek.css olarak kaydedin. Css dosyasını hazırladık şimdi bir html dosyası hazırlayalım:

İlk örnek


Hazırladığımız bu dosyayı da ornek.html olarak kaydedin ve tarayıcı da açın. Sayfamızda arkaplanı belirtmediğimiz halde arkaplanın bordo olduğunu göreceksiniz.Gördüğünüz gibi css dosyaları web sayfalarımızın tek bir dosyadan yönetilmesini sağlar. Tek yapmanız gereken her sayfaya kullanacağımız css dosyasının adını ve yerini head taglari arasına şeklinde belirtmeniz.

Etiket bulutu nedir?

Bir araya getirilen etiketler, genellikle bir kelimeler öbeği şeklinde gösteriliyor ve buna da “etiket bulutu” deniyor. Harfleri ne kadar büyükse, söz konusu kelime o kadar çok yazıda etiket olarak seçilmiş demek oluyor. Bu da konunun popülerlik durumunun bir göstergesi. pillinetwork sitelerinin üst kısımlarına baktığınızda göreceğiniz “etiket” düğmesine bastığınızda, giderek büyüyen bulutları göreceksiniz.